Tarihçemiz

     Urla Karantina Adası diğer adıyla Hastane Adası aslında insanlık tarihinin 5000 yıllık izlerini taşımaktadır. Çok çeşitli kültür ve medeniyetlere ev sahipliği yapan Karantina Adası, adından anlaşılacağı üzere 4 tarafı denizlerle çevrili İzmir Körfezinde ana kara ile bağlantısı olan ve Cumhuriyet döneminde ağaçlandırılan en güzel iklime sahip tek adadır.

Ana karaya yaklaşık 600 metrelik taş dolgu yol ile bağlanan adamız 320 dönümlük yüzölçüme sahiptir.

Karantina Adası Osmanlı döneminde tüm dünyada yaygın olan bulaşıcı hastalıklarla mücadele için Pilot bölge seçilmiş ve üzerinde bu amaca uygun küçük tahaffuzhane daha sonra büyük tahaffuzhane diye adlandırılan Karantina binaları yapılmıştır.

Bunlardan Büyük tahaffuzhane aslına yakın bir durumda korunmaktadır. O yıllarda burada görev yapan personellerin barınması ve hizmet vermesi için Adanın muhtelif yerlerine dağınık olarak 14 ayrı bloktan oluşan binalar yapılmıştır.

Bulaşıcı hastalıkların ilerleyen Tıp Bilimi ile birlikte Tehlike olmaktan çıkmasından sonra uzun yıllar atıl durumda kalan altyapıdan yararlanılarak 1 Kasım 1955 yılında Deniz ve Güneş Tedavi Enstitüsü adı altında hizmete başlayan hastanemiz o yıllarda hasta ve hizmet binaları ayrı ayrı yerlerde olmak üzere dağınık bir şekilde faaliyet göstermiştir.

 Hastane çatısı altında bulunan ve eski bina diye adlandırılan blokun yapılmasından sonra 1960 yılında Kemik ve Mafsal Hastalıkları Hastanesi kimliği ile faaliyet göstermeye başlamıştır. 1960 yılından 1986 yılına kadar da Tek Dal Hastanesi olarak faaliyet sürdürmüştür. Yeni bina inşaatı ile yatak kapasitesi arttırılmıştır. 1986 yılından itibaren  Urla Devlet Hastanesi olarak hizmet vermektedir.

10 Ekim 2014 tarihinde yeni hastane binasına taşınarak hizmet vermeye devam etmektedir.